Tiroid bezi, kelebek şeklinde, boynumuzun ön tarafında soluk borusunun üzerinde bulunan bir salgı bezidir. T3 ve T4 dediğimiz, metabolizmanın çalışması için hayati öneme sahip hormonları salgılamaktadır. Bu hormonların miktarları azaldığında hipotiroidi, arttığında ise hipertiroidi meydana geliyor. Tiroit bezinin salgıladığı hormonlar azaldığında metabolizmada yavaşlama, halsizlik, yorgunluk, kilo alma, saç dökülmesi, adet düzensizliği, kabızlık ve depresyon gibi etkiler gözleniyor.
Hashimoto
hastalığı tiroid bezinin az çalışmasının en sık görülen
sebebidir. İlk defa japon bir doktor olan Hashimoto
tarafından tarif edilmiştir. Çok çeşitli sebepleri olmakla
birlikte tiroit
bezinin
bağışıklık sistemi tarafından oluşturulan antikorlar
tarafından saldırıya uğraması ve bu savaşı yavaş yavaş
kaybetmesi şeklinde özetlenebilir. Sebep olan faktörler arasında
genetik yatkınlık özellikle aile bireyleri arasında yaygın geçiş
vardır. Kardeşlerde görülme riski 20 kat fazladır, tek yumurta
ikizlerinde bulunma ihtimali %30-60 dır. Kanda HLA-DR3, HLA-DR5
antijenler ve CTLA-4 geni ile ilşkilidir. Viral enfeksiyon, stress,
seks steroidleri (cinsiyet hormonları- kadınlarda daha sık),
gebelik sayısı, fazla iyot alımı, iyonize radyasyona maruziyet,
selenyum eksikliği ve sıgara içimi çıkma riskini artıran
faktörlerdir.
Teşhis
basit bir kan testi (TSH,sT3,ST4, Anti tpo, Anti-Tg) ve tiroid
ultrasonografisi ile konulabiliyor. Bir bağışıklık sistemi
hastalığı olduğu için kişinin, aynı tip bir başka hastalığa
yakalanma olasılığı da yükseliyor. Her Hashimoto hastası
hipotiroidi olmak zorunda değildir, hastalık yavaş seyrettiği
için zamanla kişide tiroit hormonu yetersizliği ve buna bağlı
bulgular da gelişebiliyor. Sıklığı toplumda %2 oranında
görülüyor, kadınlarda erkeklere göre 15 kat daha sık
görülüyor.Otoimmün bir hastalık olduğu için çok sayıda
hastalık ile beraberliği görülebilmektedir. Tip 1 diabetes
mellitus, addison (böbreküstü bezi yetersizliği), Pernisyöz
anemi (B12 eksikliği), vitiligo(alaca hastalığı ), ürtiker (deri
kabarması ve kaşıntı), romatoid artrit ve d vitamini eksikliği
bunlardan bir kısmıdır.
Hashimoto
hastalığında, tiroit hormon düzeylerinde bir azalma var ise
eksikliği giderecek hormon ilacının sabah aç karınla, düzenli
bir şekilde alınması gerekiyor. Tedaviye başlandıktan 2-3 ay
sonra kan testi ile ilacın dozu ayarlanıyor. İlaç tedavisi
genelikle ömür boyu devam edilir. Hamileler de tedavi asla yarım
bırakılmamalıdır. Gebelikte ilaç dozunu yüzde %30 ila 50
oranında artırmak gerekebilir. Takiplerde TSH hormon düzeyinin 2-3
arasında olması gerekiyor. Hastalarda iyot eksikliği yoksa iyotlu
tuz kullanmaması tiroid hasarının artmaması için önemlidir.
Ömür boyu süren bir hastalık olan hashimoto hastalığında düzenli
hormon takibi gerekmektedir.
TEDAVİ
İÇİN ÖNERİLER
1-Tiroid
ilacınızı düzenli kullanın. TSH düzeyinizin 1-3 arası olması
genel iyilik hali için önemlidir.
2-Tiroid
antikor düzeyleriniz yüksekse ve iyot eksikliğiniz yoksa iyotsuz
tuzları tüketin.
3-Unutmayın
hashimoto hastalığı bağışıklık sisteminin zafiyeti ile
oluşur; Bağısıklık sisteminizi güçlendirin.
4-Selenyumdan
zengin gıdaları tüketmek tiroidinizin onarılmasına yardımcı
olur.
5-Kurkuminden
(zerdeçal veya hint safranı) zengin gıdalar anti-inflamatuvar
etkilerinden dolayı tiroid hasarını azaltır.
6-D
vitamin düzeyinin yetersizliği veya eksikliği bağışıklığı
azaltıp, tiroid antikorlarının tiroide zarar vermesini
kolaylaştırır. D vitamini düzeyinizi normal miktarlara yükseltin.
7-Stresin
bağışıklığınızı zayıflatmasına izin vermeyin.
8-Zencefil
tüketimi anti-inflamatuvar etkilerinden dolayı faydalı olabilir.
9-Protein
tüketiminin aşırı olması, bağışıklık sistemini uyarabilir.
Yüksek proteinli diyetlere dikkat edin.
10-Glutenden
zengin beslenme bağışıklığınızı uyarabilir. Dengeli tüketin.
11-Omega
3 den zengin beslenin.
Sağlıkla
kalın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder